Seni dönüştürecekler Akrel , seni bir oyuktan alıp, bir ağacın gövdesine asacaklar. Orada düşünmek ve düşmek için zamanın olacak ama seni dönüştürecekler. Gizem ve derinlik arasındaki ayrımı anlayamadan seni bir ağacın gövdesine saplayacaklar Akrel. Sen kanayacak ve yanacaksın ama canın yanmayacak zaten sonra uyanacaksın.. Bilirsin geceyi severim, içindeki sessizliği, uzaklığı, uyuyanların duyamadıklarını dinlemeyi.. Ben, geceyi gündüzden daha çok severim Akrel çünkü; ben karanlıkta iyi görürüm, ben karanlıkta iyi duyar ve daha güçlü severim... Sen uzunca asıldığın zaman gövdenle bir ağacın kabuğuna, geceyi bekleyip seni oradan kendi gövdeme düşüreceğim. Toprağa adını yazıp üzerine tohumlar serpeceğim. Söğüt ağacından yapılmış bastonumla yükünü hafifleteceğim senin. Sonra sen dönüp ardına bakacaksın, ağacın üzerinde asılı kalan gölgene. Bir ninni gibi esecek rüzgar gölgesiz bedenine, sonra yüreğine saplanan her ne ise onu oradan söküp çıkaracağım. Bunu yaparken yılanlar ve kuşlar bize şahitlik edecek. Uzun çayırların ardına, kayaların dibine saklanacağız seninle
Meria'd bizi almaya geldiği zaman, korkusuzca yürüyeceğiz seninle, gölgesizliğine rağmen korkusuzca sana eşlik edeceğiz. Bir kolundan Meria'd tutacak bir kolundan ben, belki biraz sürekleyeceğiz seni belki biraz derin aşınacak...
Şimdi kalbinin çok dışında kalmayı arzu ettiğini biliyorum ama sen gövdeme düşerken açılan yarığa Zinus kandilinden bir gölge üfleyecek ve sen tekrar yeşereceksin.