Ama aniden, sakin ve saydam, karanlığın içinde görebiliyor olmak ve tekrar, kalbinin çok dışında kalmış, o yaratık kadar çelik kanatlı. Konuşmasına başlamadan önce, benden bir bardak su istedi, ona suyunu doldurup yavaşça yanındaki sandalyeye oturdum. Suyu ağır ağır içerken bu yaşlı adam, ellerindeki karartı gözlerime dokunuyordu, sormaya cesaret edemedim... Bu anlar içinde, hem ruhunda hem de ağzında uzun bir sessizlik vardı. Bekledim... Sonunda derin bir nefes alıp gözlerini bana dikmeden hafifçe kafasını çevirdi; anlıyor ve biliyormuşçasına gülümsedi. Tüm ağırlığım ve sakinliğimle masada otururken, bana ait olmayan hatıraları anımsıyor ve sessiz bir müziğin odanın içinde nasıl salındığını dinliyordum. Tam konuşmaya heveslenmiş aynı ölçüde cesaretlenmişken, örtüsü olmayan yuvarlak masaya ellerini uzatıp, konuşmaya başladı '' Senin de bildiğin gibi Akrel , her ne kadar sebepsiz yere olmasada, fazlasıyla sessizim... ruhum ve aklım için kay...
Kayıtlar
Aralık, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor