Sana yazmak için çok uzun süre bekledim Sahruel, çünkü hep birşeylerin eşliğinde olduğumu hayal ettim ve duymayı istediğin hikayeyi sana yazıyorum. 40 yıl önce seninle konuştuğum o an mükemmel bir zamandı. Ama sen beni, kendimi yok etmeye ikna ettin ve ben bir süre sonra yenilgiyi kabullendim... O gece tüm bunların bir oyun olduğunu, rahme düştüğüm ve insan olmaya başladığım o ilk an ki kadar bütünlüğümün ve aynı nitelikte yaradılışımın devam edeceğini sayıklıyordum kendime. Fakat bu sadece bir sayıklamaydı. Beni yok oluşuma ikna etmeden önce, bir ulu gibiydim, etraflarında dönerek izlediğim o üstünler gibi, korkusuz, erişilemez ve vazgeçilmezdim. Kalıbımı biliyordum, adımı, kim olduğumu, nereden geldiğimi... en çok da nereden geldiğimi. Günlerin, ayların, yılların hatta asırların benim için olduğunu biliyordum, gece ve gündüzü yaşıyordum... Benim gibi birisi için çok özel şeyler vardı bu toprağın üzerinde... O gerici derinliğin en ucundaki noktaydım ben, aydınlığı görme...
Kayıtlar
Eylül, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor