
O gece kuşları dinlemiyor olsaydın sana seslenecektim. Gökyüzüne bakıp anlatacaktım bir ölüyü kucaklamanın vurgununu. Gölgem yerin altına doğru uzanırken, bağıracaktım sonra denize doğru düşecektim. Ellerimde tuttuğum söğüt ağacının yaprağı savrulacaktı rüzgarla. Ardından bakarken ıslık çalacaktım.. Tıpkı gölgem gibi yerin altına, susuz ve sersem bir şekilde saplanacaktım... O gece kuşları dinliyor olmana, o gece orada olamana sevindim.